Prompt tekniği günümüzde bu konuda yani özellikle ağır apraksisi olan çocuklarımıza yardım edebilecek en önemli tekniklerden biridir. Bu konuda dünyadaki sözü geçen en önemli isimlerden biri de Nancy Kaufmandır. Bir diğer teknikte ‘Verbal behavior’ dır. Bu teknikte davranışsal özellikleri kullanarak konuşmayı fasilite etmeyi amaçlıyor. Şimdi bu tekniklerden ayrıntılı olarak bahsedelim:
Prompt tekniği ile dokunsal uyaran vererek otizmli bireylere ve onların beyinlerine hangi sesi nasıl üretmesi gerektiğini öğretiyoruz. Mesela, en basit şekliyle sizinle bir deneme yapalım: Bana /A/ diyebilirmisiniz? Şimdi diyelim ki /A/ diyemiyorsunuz. Biz elimizle, başparmağımızla çenenize bastırarak /A/ sesini nasıl üretmeniz gerektiğini gösteriyoruz. /A/ sesi için çeneyi açmak gerekli değil mi? Çenenizi kapatarak /A/ diyebilirmisiniz? Hayır.
Ama bazen çocuklarımızın çenesine bastırdığımız halde bile ağızlarını açmamakta direniyorlar o zaman kullandığımız teknikte davranışçı (ABA) yönteminin bir diğer farklı türü, AMERİKA’DA şu an çok popüler olan , konuşmaya yönelik ‘Verbal Behavior’ dır. Bu teknik de davranışsal özellikleri kullanarak konuşmayı uyarmayı amaçlıyor. Diyelim ki çocuk ağzını açmadı biz ona duysal uyaran verirken aynı zamanda, ağzına sevdiği bir abur cubur (diyetine de uygun olan bir ödül) götürüyoruz, dolayısıyla çocuk abur cuburu (ödülü) almak için ağzını açıyor ve /A/ sesini bize çıkarmadan biz ödülü vermiyoruz. Bazen bunu denerken çocuk nasıl yapması gerektiğini düşünüyor, beyninde proses etmeye çalışıyor fakat yine ses çıkmıyor, o zaman larinks dediğimiz ses tellerinin bulunduğu kısma dokunuyoruz. /A/ sesi çok basit bir örnek, en basit öğrenilen seslerden bir tanesi, mesela /R/ sesi zor bir ses: Prompt sırasına göre en son çıkan ses. Biz apraksisi olan çocuklarımızda öncelikli olarak ses, sonra hece, sonra da kelime taklit yeteneğini geliştirmek istiyoruz ve bu metodların hepsi de bize bu yeteneğin geliştirilmesi için yardımcı oluyor. Tedavide geleneksel terapi yönteminin de önemi vardır ama bu ilk bahsettiğimiz yöntemler çocuğun ses ve kelimeler ve ileri donemde de cümleler üretebilmek için yapması gereken motor planlamayı kolaylaştırarak genel anlamda bir çok otizmli çocukta büyük fayda veriyor. Örneğin çocuğa anne veya teyze dermisin dediğimizde (teyze kelimesi anne kelimesinin üretimine nazaran daha komplike ve zordur) kelimeyi çıkarmak için çabaladığını ama kelimeyi üretemediğini gördüğümüzde çocuğa bunu nasıl yapacağını dokunsal uyaranlarla- yani hangi konuşma organlarını kullanarak hangi sesi üreteceğini ve bu sesleri birleştirerek kelimeler ve sonrasında cümleler kurmasını öğreterek anlatıyoruz (bazen aileler çocuğun kelimeyi ya da sesi çıkarmak için çabaladığını bile fark edemez).
Eğer ki davranışsal ve duyu bütünleme ile ilgili de problemler varsa bütün bu teknikleri kombine ederek bu yaklaşımları izliyoruz. Bu konu ile ilgili Ülke TV de yayınlanan bir programda bu yöntemle alakalı bir videomuz var (http://www.youtube.com/watch?v=UzaMK6blN0&feature=player_embedded) linke tıklayıp izlerseniz anlattıklarımız kafanızda biraz daha canlanacaktır.
Biz apraksisi olan çocuklarımızda ses- kelime taklit yeteneğini geliştirmek istiyoruz ve bu metodların hepsi de bize bu yeteneğin geliştirilmesi için yardımcı oluyor.
Konuşabilen fakat yine de kendini ifade edemeyen Otizm’li çocuklar yok mu? Bu çocuklar için ne gibi tedavi yöntemleri var?
Tabiki böyle çocuklar var. Otizm çok geniş bir çatı. Kelime haznesi çok fazla olan bir otizmli çocuk, gelip daha sizinle hiç tanışmamışken, önünüzde durup : ‘Dün ben abimle yürürken evimizin önünden mor bir araba geçti diyebilir.’ İlk defa gördüğümüz kişiye ne deriz, merhaba ama o çocuk bize hiç alakası olmayan bir konudan bahsediyor.
Dolayısıyla bizim bu çocuklarla çalıştığımız nokta karşılıklı iletişim sırasında neler yapması gerektiğini öğretmektir. Bu tür sosyal iletişime de Pragmatik Dil adını veriyoruz ve Pragmatik Dil Gelişiminde de bir yaş sırası vardır.
Aslında bu alakasız konuşmaların da sebebi apraksi olabilir örneğin çocuğa bir resim gösterdiniz üzerinde kedi var, bu ne dediniz kedi dedi, ikinci bir resmi gösterdiniz bu sefer resim farklı- atıyorum köpek olsun fakat bu nedir diye çocuğa sorduğunuzda yine kedi diye yanıtladı, üçüncüde yine kedi dedi. Buna ekolali diyoruz fakat bu da bir apraksidir. Yani çocuk beyinde sorulan soruya verilecek cevabı nasıl üreteceğini proses edemediği için eski söylediğini belki otuz kırk defa tekrar tekrar söyleyebilir. Eğer ki kelimenin baş harflerinin ne olduğuna dair kopyalar verirseniz, çocuk doğru cevabı büyük ihtimalle üretecektir.
Cevap Yazın