SES PROBLEMLERİ, TEDAVİ Yöntemleri
1) Ses Problemleri ve Tedavi Yöntemleri
2) Sesinizi koruyun! Vokal Hijyen.
1) SES NEDIR? (Skybd derneğinden alıntıdır.)
Ses, larenksin (gırtlağın) içerisinde yer alan ses tellerinin hareketi ile oluşur. Larenks boyun bölgesinde yer alır. Erkeklerde belirgin olan boyundaki “adem elması” larenksin ön duvarını oluşturur ve ses tellerini korur.
* Ses nasıl oluşturulur?
* Havanın akciğerlerden dışarıya doğru verilmesi ve ses tellerinin arasından geçmesi ile ses telleri dalgalanmaya başlar, bu da sesi oluşturur. Sesi inceltmek ve kalınlaştırmak için ses telleri uzar ve kısalır.
* Normal“ ses nedir?
* Ses, tonu, yüksekliği ve kalitesi, iletişim kurmayı sağlama açısından yeterli ve kişiye uygun ise buna “normal” ses denir. Kişi fazlasıyla tiz ya da pes ses tonuyla, yüksek ya da haşf sesle (bağırarak ya da fısıldar gibi), kısık, nefesli ya da burundan çıkartılan bir ses kalitesi ile konuşuyor olabilir. Bir kişi için uygun ve normal olan ses diğer bir kişi için uygun ve normal olmayabilir (örneğin, yetişkin bir erkeğin aşırı tiz ses tonuyla konuşması gibi).
* Ses problemi nedir?
* Kişinin ne söylediğinden önce ses tonu, yüksekliği ya da kalitesi sebebi ile sözü nasıl söylediği dikkati çekmekte ise ses problemi ortaya çıkmıştır.
* Ses problemlerine yol açabilecek bazı durumlar nelerdir?
* Ses teli nodülleri, polipleri ya da nodları/yumruları ses telleri üzerinde oluşan bazı doku değişiklikleridir. Bu oluşumlar seste kısıklığa ya da nefesli ses kalitesinin ortaya çıkmasına ve konuşma sırasında rahatsızlık oluşmasına yol açarlar. Paradoksikal vokal kord hareketi ya da spazmodik disfoni adı verilen durumlar da ses problemlerine yol açan diğer durumlardandır.
* Ses problemlerine neler sebep olur?
* Ses problemlerinin pek çok değişik sebebi olabilir. Sesin, bağırma, çığlık atma, uzağa seslenme, gürültüde konuşma şeklinde uzun süreli kötü kullanımı ses tellerine zarar verir. Çok tiz ya da çok pes bir ses tonu kullanarak konuşmak ses problemlerine yol açabilir. Fazla alkol ve sigara kullanımı sese kesin olarak hasar verir. Üst solunum yolu enfeksiyonları ve nörolojik problemler (parkinson hastalığı, amyotroşk lateral skleroz-ALS- ve multipl skleroz gibi) de ses tellerinde zayışığa ya da hareket kaybına yol açabilir. Larenks tümörü ya da kanseri seste bozukluğa yol açabilir ve bu durum gırtlağın bir bölümünün ya da tamamının alınmasına yol açabilir. Tedavi edilmeden bırakıldığı sürece gastroözefageal reşü ve larengofarengeal reşü hastalıklarının da seste bozulmaya yol açtığı bilinmektedir. Bunlar dışında bazı ses problemleri ise belirli bir sebep olmaksızın ortaya çıkabilirler.
* Profesyonel bir yardım alınmasını gerektirecek ses problemlerinin bazı erken belirtileri nelerdir?
* 10 günü aşan süre ile ses kısıklığı, seste değişiklik ya da rahatsızlık gibi durumlar yaşamakta iseniz bir Kulak-Burun- Boğaz Hekimi tarafından muayene edilmeniz gereklidir. Kulak- Burun-Boğaz Hekimleri larenksinizi görüntüleyip muayene etme ve ses tellerinizle ilgili problemleri teşhis etme konusunda uzmandırlar.
* Dil ve Konuşma Patoloğu/Terapisti ses problemlerinin tedavisi konusunda nasıl yardımcı olur?
* Doktorunuzla ses probleminiz konusunda görüşüp muayene olduktan sonra bir dil ve konuşma patoloğu/terapisti ile görüşmeniz gerekecektir. Pek çok ses problemi dil ve konuşma patoloğu/terapistinin yardımı ile dramatik olarak düzelecektir. Bazı ses problemleri ise medikal ve cerrahi tedavi ile dil ve konuşma terapisinin ortak etkisi sonucunda iyileşecektir. Dil ve konuşma patoloğu/terapisti çocuk ve yetişkin hastalara selerinin daha iyi olması, doğru ses kullanım alışkanlıklarının öğrenilmesi, ses kullanımının kısıtlanması ve sesin kötü kullanımının önlenmesi konularında yardımcı olur. Kişinin doğru ses tonu, yüksekliği ile ve kaliteli bir sesle konuşmasını sağlar.
Ses terapisinin amacı nedir?:
Ses hastalıklarının pek çoğu (özellikle profesyonel ses kullanıcıları diye gruplandırdığımız öğretmenler, çağrı merkezi çalışanları, din görevlileri, ses sanatçıları ve tiyatrocular, politikacılar gibi kişiler için) sesin yüksek performansla ve yıpratılarak kullanılmasına bağlı olarak ortaya çıkmakta. Dolayısıyla bu problemlerin çözümünde asıl hasara sebep veren etkeni ortadan kaldırabilmek için yanlışları ortadan kaldırıp sesin doğru kullanımını öğreterek tedavi sağlamamız en etkilisi olacaktır. Örneğin bir ses probleminde cerrahi bir çözüm önerildiğinde bile cerrahi sonrasında sesin doğru iyileşmesini sağlamak ve bu hasara sebep olmuş olan yanlış davranışları değiştirici yönde hastaya eğitim vermek, sesin doğru kullanımını öğretmek kalıcı bir iyileşme sağlayacaktır. Oysa yalnızca cerrahi ile ses terapisi almadan hayatına devam eden kişi ayni yanlış davranışları tekrar ederek yeniden aynı hasarın oluşmasına meydan verebilir. Bunun yanı sıra profesyonel ses kullanıcıları seslerini yüksek bir kapasiteyle kullandıklarından sesleri hasar görmeye daha yatkındır ve bu hasar ortaya çıkmadan ses eğitimi almaları ciddi oranda iş gücü kaybına ve performans düşüklüğüne engel olacaktır.
Ses eğitimi nasıl oluyor?:
Ses eğitiminde ilk hedef sesin oluşma mekanizmasını, anatomisini ve fizyolojisini hastaya anlayabileceği bir dille tarif etmek ve bugüne kadar hiç düşünmeden kullandığı mekanizmanın aslını anlamasına yardımcı olmaktır. Sonrasında ses hijyenini sağlamak için hayatıyla ve davranışlarıyla ilgili olarak ne gibi değişiklikler yapması gerektiği tartışılır. Bunları sesi tedavi edici, nefes desteğini arttırıcı, nefes gücünü arttırarak ses tellerinin zorlanmasını önleyici, sesi kuvvetlendirici ve hasarı önleyici egzersizler takip eder. Ses terapisi genellikle 8 seans olarak uygulanır ve 1-2 ay sürer.
Neler ses kısıklığına sebep olur?:
Nodüller:
Çocuklarda, yetişkinlerde, ses sanatçılarında ve profesyonel ses kullanıcılarının tümünde yoğun olarak görülebilir. Nodül sesin yanlış ve yoğun kullanımıyla ses telleri üzerinde oluşan nasırımsı yapılardır. Bunlar ASLA kötü huylu lezyonlar değildir. Nodüller %90 oranda ses terapisi ve ses istirahatı ile tedavi edilebilirler. Ses terapisine cevap vermeyen bazı ender vakalarda son çare olarak cerrahi tedavi gerekebilir. Ses terapisinde amaç nodüllerin tedavi edilmesi ve bir daha oluşumlarının önlenmesidir.
Reşü:
Hem çocuklarda hem yetişkinlerde görülebilen reşü her zaman mide şikayeti şeklinde belirti vermez ancak yine de ses kısıklığının önemli bir sebebi olabilir. Bu hastalıkta mide asidi mideden yukarıya taşarak geriye doğru kaçar ve uğradığı tüm dokuları hasara uğratarak ses telleri üzerine dökülür. Hastalarda sabah öksürükleri, sabah ses kısıklığı, ağıza acı su gelmesi, boğazda yanma, yutma güçlüğü, boğazda yumru varlığı hissi, midede yanma/bulantı gibi belirtiler verebilir. Reşü ses tellerinde hasar meydana getirerek hem iyi hem de kötü huylu patolojilere zemin hazırlar.
Sigara:
Sigara sesin en önemli düşmanıdır! Değil sigara içmek sigara içen kişilerin yanında bulunmak dahi solunum yollarınıza ve başta ses tellerinize hasar verir. Sigara nedeniyle ses tellerini oluşturan 3 katmandan “reinke boşluğu” nda ciddi ödem oluşur ve bu ödem seste kalınlaşma, çift ses oluşumu ve ses kısıklığına yol açar. Bu oranda yerleşmiş ödem ancak cerrahi yolla tedavi edilebilir. Bazı durumlarda nodül ve kist gibi oluşumlar da bu ödeme eşlik eder. Yapılacak cerrahi tedavi öncesinde kesin olarak sigaranın bırakılması ve sonrasında da cerrahiyi mutlaka ses terapisinin izlemesi, ses tellerinin cerrahinin etkilerinden sağlıklı olarak kurtulabilmesi, kişinin sağlıklı sese kavuşabilmesi sağlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki sigara sesteki kötü huylu lezyonların yanı gırtlak kanserlerinin de önde gelen sebebidir.
Polipler:
Sesini yoğun kullanan kişilerde sesteki yıpranmaya hatta ani travmaya bağlı olarak polip oluşabilir. Polipler mutlaka önce cerrahi olarak çıkartılmalıdır çünkü bulundukları yerde patlamaları üzerinde oldukları ses telinin hasar görmesine ya da oradaki varlıkları karşı ses telinin hasar görmesine yol açar. Cerrahiyi mutlaka ses terapisi izlemelidir ve cerrahinin etkilerinin sağlıklı olarak atlatılabilmesi, iyileşmenin tamamlanması ve yanlış konuşma alışkanlıklarının değiştirilmesiyle bir daha aynı hasarın oluşma riskinin önüne geçilmesi gereklidir.
Kas gerilim disfonisi:
Sesini yüksek performansla ve profesyonel olarak kullanan kişilerde ya da psikojenik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkar. Gırtlağa ve ses tellerine aşırı yük binmesi sonucu ses tellerinde ve onları çevreleyen yapılarda aşırı kasılmaya bağlı olarak sesin sıkışmasıdır. Bazı ileri durumlarda hiç ses çıkmaması durumu dahi olabilir. Tedavi ses terapisi ile sesin doğru kullanımının öğrenilmesi, gırtlakta gevşemenin sağlanması ve sorunun tekrarlamasının önlenmesi şeklinde yapılır.
Ses teli felci:
Genellikle tiroid operasyonları sonrasında tiroid bezinin ses tellerini çalıştıran sinirlerin çok yakınından geçmesi sebebiyle operasyon sırasında bu sinirin hasar görmesiyle ya da başka travmatik ya da nörolojik faktörlere bağlı olarak ses tellerinden birinin ya da her ikisinin felci görülebilir. Bu durumda ses telinin felç olduğunda son aldığı pozisyona bağlı olarak ciddi ses kısıklığı ya da nefes alma problemleri/nefes darlığı ortaya çıkabilir. Bu durumların bazılarında ses terapisi ile felç olan ses telinin kuvvetlendirilmesi ve ses tellerinin kapatılmasının sağlanmasına yönelik tekniklerle uygulanır. Bazı durumlarda gerekli görülürse cerrahi yardım da alınabilir.
Spastik/Spazmodik Disfoni:
Henüz sebebi kesin olarak bilinemeyen bir durumdur ancak nörolojik ya da psikolojik sebeplere bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Ses tellerinde kişinin isteği dışında kasılmalar olmasıdır. Ses terapisi tedavide destek sağlar ancak tam tedavi sağlamaz. Spastik disfoni tedavisinde hekimler ses tellerine botox uygulamasıyla bu kasılmaların kontrol altına alınmasını sağlayabilirler.
Kanser:
Ses kısıklığı gırtlaktaki kötü huylu lezyonların ilk habercisi olabilir. Bunu için sigara kullanan bir kişi iseniz 10 günden uzun süren ses kısıklıklarında MUTLAKA bir Kulak Burun Boğaz hakimine giderek ses tellerinizin ve gırtlağın endoskopik muayenesinin yapılmasını sağlayın.
2) Sesinizi koruyun! Vokal Hijyen. (Skybd derneğinden alıntıdır.)
Ses sağlığınız için neler yapmalısınız;
- ASLA SİGARA içmeyin.
- Günde 2, 5 – 3 litre kadar su için.
- Boğazınızı temizleme hareketinden kaçının, bunun yerine boğazınızı temizleme ihtiyacınızı birkaç yudum su içerek ve /hmmm/ şeklinde mırıldanarak giderin.
- Sıkça yapılan boğaz temizleme hareketi ve öksürükler ses tellerinizi tahriş ederek yıpratır ve sesinize zarar verebilir.
- Uykunuzu almaya özen gösterin. Düzenli uyku uyumamak, uykusuz kalmak seste yorgunluğa ve ödeme sebep vererek ses kısıklığına yol açar.
- Nefesinizden bolca ve yeteri kadar destek alarak konuşmaya gayret edin. Nefesiniz, akciğerleriniz ve diyaframınız sesinizin çıkmasını sağlar, bu mekanizmadan yararlanın.
- Çok uzun cümleler kurmayın. Uzun cümleler, nefes desteğinizin sonuna geldiğiniz sırada tükenmek üzere olan yetersiz nefesle ses çıkarmanıza sebep verir. Bunun yerine kısa cümleler kurun ve cümleler arasında derin nefes alarak nefes desteğinizi en etkili şekilde kullanın.
- Kafein (kahve, çay), alkol ve süt tüketiminden mümkün olduğunca uzak durun. Bu besinler ses tellerinizin kuruyarak hasar görmelerine, mukus / sekresyon (balgam) artışına sebep olur.
- Mentollü ve okaliptüslü nefes açıcılar, şekerler ve pastiller ses tellerinizin kurumasına yol açar. Bunların tüketiminden uzak durun.
- Gürültülü ortamlarda dikkatli davranın. Gürültüyü bastırmak ve duyulabilmek için sesinizi yükseltmeniz ses tellerinizde gerilmeye, yıpranmaya ve hasara sebep olabilir. Uzağa seslenmeyin.
- Telefonda konuştuğunuz sırada baş ve boyun pozisyonunuza, sesinizin yükseklik derecesine çok dikkat edin. Yüksek sesle uzun süreler telefonda konuşmak, baş ve boyun pozisyonundaki gerginlik/bozukluk ses telleriniz üzerinde dengesiz bir baskıya ve gerilmeye sebep olur.
- Eğer konuşmak sizin için özel çaba gerektiren bir aktivite olmaya başladıysa, sesinizi kullandıktan sonra boğazınızda rahatsızlık ya da ağrı hissediyorsanız, sesinizde yorulma ya da kırılmalar hissediyorsanız en kısa zamanda bir Kulak-Burun-Boğaz Hekimi’ne başvurun.
Larengofarengeal Reşü
- ASLA SİGARA içmeyin.
- Yağlı, kızarmış, çiğ, baharatlı, kakao ve çikolatalı besinlerden uzak durun.
- Alkollü, gazlı ve kafeinli içecekleri (çay-kahve), sütü çok az tüketin.
- Gece yatmadan en az 2-3 saat once son yediğinizi yemiş ve bitirmiş olun.
- Sık sık (2 saatte bir), azar azar ve hazmı kolay yiyeceklerle beslenin. Mideniz boş kalmasın, boş mide fazlasıyla asit salgılar.
- Gece yatarken yatağınızın baş kısmını vücudun belden yukarısı yerden 15-20 derece yukarıda kalacak şekilde yükseltin.
- Kilonuza özen gösterin.
- Mide ve karın bölgenizi sıkan, baskı uygulayan kıyafetler giymemeye çalışın.
- Doktorunuzun verdiği ilaç tedavisi sona erince mutlaka kontrole gidin ve ilaca devam etmeniz gerekip gerekmediğini öğrenin.
Cevap Yazın